| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| Phrasals | ||||
| Phrasals | fish for (something) v. | (iltifat, övgü) beklemek | ||
|
I don't like the way Tom is always fishing for a compliment. Tom'un sürekli iltifat beklemesi hoşuma gitmiyor. More Sentences |
||||
| Phrasals | fish for (something) v. | (belirli bir tür balık) avlamaya çalışmak | ||
| Phrasals | fish for (something) v. | (belirli bir tür balık) avına çıkmak | ||
| Phrasals | fish for (something) v. | el yordamıyla (bir şey) aramak | ||
| Phrasals | fish for (something) v. | (bir şeyi) eliyle yoklayarak aramak | ||
| Phrasals | fish for (something) v. | dolaylı yoldan (bir şey) peşinde olmak | ||
| Phrasals | fish for (something) v. | dolaylı yoldan kendine iltifat ettirmeye çalışmak | ||
| Phrasals | fish for (something) v. | (iltifat, övgü) peşinde olmak | ||
| Phrasals | fish for (something) v. | kendisine (kompliman, övgü) yapılmasını istemek | ||
| Anglais | Turc | |
|---|---|---|
| Idioms | ||
| Idioms | fish for something v. | zarflamak |
| Idioms | fish for something v. | zarf atmak |
